Türk sinemasının gazozlu makûs karakteri Nuri Alço, Armağan Çağlayan’ın YouTube’da yayınlanan ‘Dur Bi Dinle’ programına konuk oldu.

Berbat adam rolüne karşın milyonlarca kişi tarafından sevilen oyuncu meslek seyahatini anlattı.

Hayatına ait bilinmeyen ayrıntıları paylaşan sanatkardan gelen itiraflar ise dinleyenleri şoke etti.

Alço, 1989 yılında boş yere mahpus yattığını ve o devir idamla yargılandığını açıkladı.

İşte Nuri Alço’nun konuşmalarından satır başları…

“İLK İŞİM BANKACILIKTI”

“İlk işim bankacılıktı. Eskişehir Bankası’nda çalıştım iki sene, daha sonra ilaç mümesilliği yaptım. Çok sıkıntı işti ancak firma satış elemanı olarak fiziği hoş insanları seçiyordu iki sene kadar bu işi yaptım. Daha sonra fotomodellik ve sinema oldu.”

”ÜÇ AY BOŞ YERE MAHPUS YATTIM”

1989’da iş adamı Adnan Sapmaz’a çek karşılığında kokain temin ettiği argümanıyla tutuklanan Alço, olayın aslını anlattı;

”O vakit idamla yargılandım. Benim o denli bir şeyle hiç ilgim yok. O vakit kimi şahıslarla gezip dolaşmam bu tıp olayları başıma açtı. Doğal sinemada de bu tip karakterde rol aldığım için büyük olay oldu. Tabirimi aldılar bir sorun olmadığı için hür kaldım. Üç ay kadar cezaevinde boşuna yattım. İkinci mahkemede saldılar. Ben hayatımda sigara bile kullanmam” dedi.

”İLK BAŞROLÜ TÜRKER İNANOĞLU VERDİ”

Birinci başrolünü Türker İnanoğlu’ndan alan Alço, “Senin nasıl bir oyuncu olduğunu biliyorum, onun için senaryoya gerek yok.” dedi.

“Peki çizgim nedir, Tarık Akan başrol olan bir insan ben nasıl oluyorum’ diye sordum. Sinemanın başından sonuna kadar Tarık Akan 4 gün çalıştı, polis emniyet müdürünü oynuyordu. Biz 22 iş gününde sineması bitirdik. Türkiye’nin hasılat rekoru kıran sinemalarından biri ‘Kayıp Kızlar…’ Gerisinden Hülya Avşar ile Tele Kızlar’ı çektik… Bu biçimde devam etti mesleğim.” sözlerini kullandı.

”KÖTÜ ADAM ROLÜ HUZURSUZ ETTİ”

Makûs adam karakteri için tereddütleri olan Alço, Türker İnanoğlu’nun kendisini ikna ettiğini söyledi:

”Türker Abi, ‘kötü adamı oynayacağın’ dediğin de tereddüt ettim. Çok büyük bir olay, o karakter çok berbattı. Ben de pek çizgisi düzgün bir beşerim, ‘nasıl oynarım’ diye düşündüm. Ailem de bu hususlarda tutucuydu… Çok düşündüm Türker ağabeye de ‘hayır’ demek mümkün değil, ‘seni bir iyi rolde, bir makus rolde oynatacağım onu ayarlayacağım, bundan sonra da Alev Alev’i çekeceğim’ dedi. Ben de kabul ettim. Biz öbür sinemalara başladık, bir baktım ‘Alev Alev’ sineması çekiliyor. Tarık Akan, Cüneyt Arkın, Gülşen… Birlikte çekiyorlar ‘nasıl oldu’ diye sordum. ‘Sen hiç karışma yakaladım, pek iyi’ dedi… Bu çizgiyi o vakit belirledik. Tipi hoş. İyi bir fiziği, kuşamı olan berbat adam karakteri yaratıldı. Yeşilçam’da bu seviyede makus adam yoktu. Mesleğim bu formda başladı.”

”KAZANDIĞIM PARAYI KIYAFETE HARCADIM”

Yeşilçam devrinde sinemadan para kazanmanın münkün olmadığını belirten Alço, periyot oyuncularının buğun çok sıkıntı kaideler altında yaşadıklarını söyledi:

“O vakit sinemadan para kazanmak çok mümkün değildi. Kıyafetlerimizi kendimiz alıyorduk, sete otomobille gitmek falan yoktu. Taksim’de Yeşilçam Sokağı’nda toplanır oradan minibüse binerdik. Orası o vakit tam curcunaydı. Herkes kıyafetiyle hazır bir halde gelirdi. O vakit Cüneyt abi bile üç sinema için 10 bin liraya anlaşmıştı. Sinema başına 3 bin lira üzere bir şeye geliyordu. Ben daima varlıklı adamı oynuyorum, İtalya’dan giyiniyorum. Aksesuarı falan gören ‘abi nereye mesken mi taşıyorsun’ kederi. Kıyafetleri daima kendi paramızla alırdık. Minibüse geç kalan taksi tutup gelmesi gerekiyordu. Çok büyük zorluklar çektik. Varillerde ateş yakıp ısınırdık, lakin o günler özleniyor artık. O devir kazandığım paranın %70’i kıyafete gitti.”

”YEŞİLÇAM OYUNCULARI ÇOK GÜÇ DURUMDA”

Yıllarca Türk sinemasına hizmet eden usta oyuncu, Yeşilçam oyuncularına yapılan muameleden rahatsız olduğunu kelamlarına ekledi:

“Yeni periyotta Yeşilçam oyuncularına teklif gelmiyor. O kadar yetenekli insan var fakat birçok aç. Çok güç durumdalar, ben yeniden yönetim ediyorum. Sinema, reklam, açılışlarla… Aslında Yeşilçam’dan çok az kişi kaldık. Bugüne kadar çektiğim sinemalardan telif hakkı da alamadık. 200 – 250 sinema çektik hala yayınlanıyor ancak bize gelen bir şey yok. Birçok imal firmasını da ziyaret ediyoruz ‘tamam’ diyorlar, kelam veriyorlar sonra ses çıkmıyor. Bu yalnızca benim başıma gelmiyor birçok Yeşilçam oyuncusunun başına geliyor. “

Ensonhaber