Göğüs kanserinin erken teşhisinde değeri her geçen gün daha da anlaşılan mamografi, 40 yaşından sonra her bayanın nizamlı denetimleri içinde mutlaka  yapılması gereken bir inceleme olarak biliniyor. Tarama ve beraberinde erken teşhis sayesinde göğüs kanseri tedavisinde bugün yüzde 90’la varan oranlarda tedavi başarısı sağlanabildiğine işaret eden Doç. Dr. Filiz Çelebi, tarama ve teşhis mamografisi konusunda bilgi verdi.

“TARAMAYA KATILAN 10 BAYANDAN 1’İNE TEŞHİS KONULUYOR”

Tarama mamografisinin rastgele bir belirti ya da şikâyeti olmadan, mümkün kanserli hücrenin araştırılması hedefiyle yapıldığını anlatan Doç. Dr. Çelebi, imajlarla kuşkulu bir manzaranın tespit edilmesi halinde detaylı kıymetlendirme için bayanın geri çağrıldığını belirtti. Bilhassa detaylı kıymetlendirme için tekrar çağrılan bayanların bu durumdan çok telaş ettiklerini, korktuklarını anlatan Doç. Dr. Filiz Çelebi, “Bu bahiste kaygıya kapılmaya gerek yok. İstatistiklere bakıldığında detaylı görüntüleme ve testler için geri çağırdığımız bayanlar ortasından her 10 bayandan 1’inde bile az oranlarda göğüs kanseri tanısı konuluyor.” dedi.

“MAMOGRAFİ ÇOKLUKLA 10-15 DAKİKA SÜRER”

Gerek tarama gerekse teşhis hedefli yapılan mamografi için asıl değerli noktanın vakit kaybetmemek diye konuşan Doç. Dr. Filiz Çelebi, “Tarama sonrası göğüste birtakım belirtilerin görülmesi demek kesinlikle kanser olduğu manasına gelmez. Tarama hedefli yapılan mamografi, çoklukla 10-15 dakika sürer. Tanısal maksatlı yapılan mamografide ise mühlet kuşkulu alanlar daha detaylı değerlendirildiği için biraz daha uzundur. Ağır göğüs dokusuna sahip hastalarda ve mamografide net değerlendirilemeyen lezyonlar olduğunda teşhis koymak gayesiyle mamografiyle birlikte ultrasonografiye de muhtaçlık duyulabilir. Doktorunuz, göğüste kuşkulu lezyonun yalnızca mamografi ve ultrason ile teşhis koyulamadığı durumlarda ek tetkik olarak ya da ailevi göğüs kanseri hikayesi olan olgularda tarama gayesiyle MR incelemesi de önerebilir.”

“AĞRI DÜZEYİ ŞAHISTAN BİREYE DEĞİŞEBİLİR”

Birçok bayanın mamografiyi ağrılı bir süreç olduğu gerekçesiyle geciktirdiğini hatırlatan Doç. Dr. Filiz Çelebi, bu yaklaşımın son derece tehlikeli olduğunu ve vakit kaybına neden olarak göğüs kanseri teşhisini geciktirebileceğini vurguladı. Süreç sırasında hissedilen ağrının da kişinin ağrı eşiğine nazaran değiştiğini belirten Dr. Filiz Çelebi, kelamlarına şöyle devam etti: “Ağrı düzeyi; mamografi çekiminin adet periyodu öncesine denk gelmesi, ferdî acı toleransı ve süreç sırasında kişinin nasıl konumlandırıldığına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Oluşabilecek ağrı ve hassasiyetin önüne geçmek için adet döngüsü bittikten sonra mamografi çekimi yapılması tercih edilmelidir.”

40 yaşından sonra yılda bir defa yaptırılan mamografide göğüs kanserlerinin büyük ölçüde erken teşhisinin konulabildiğini işaret eden Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Bağdat Caddesi Polikliniği Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Filiz Çelebi, “Görüntüleme prosedürleriyle göğüste kuşkulu bir lezyon görüldüğünde, kanserinin kesin tanısı için görüntüleme eşliğinde biyopsi yapılması gerekir.” ihtarında bulunarak kelamlarını bitirdi.

Ensonhaber