Veteriner Prof. Dr. Hasan Bilgili, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde öğretim üyesi olduğu 2019 yılı Nisan ayında, kendisine ilişkin hayvan hastanesinde çalışan 23 yaşındaki veteriner Ç.B’ye cinsel akında bulunduğu savıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanmıştı.

Tecavüzle yargılanan Prof. Dr. Hasan Bilgili, daha sonra savcılık tarafından re’sen tahliye edilmişti.

27,5 YILA KADAR MAHPUSU İSTENDİ

Olayla ilgili idari soruşturma kapsamında üniversitedeki vazifesinden çıkarılan Bilgili hakkında, ‘nitelikli cinsel saldırı’, ‘cebir ve tehdit ile hürriyeti mahrum kılma’, ‘tehdit’ ve ‘hakaret’ hatalarından 5 yıldan 27,5 yıla kadar mahpus cezası istemiyle de dava açıldı.

Ç.B.’NİN AVUKATINDAN CÜRÜM DUYURUSU

Bilgili, kanıtları yok etmek gayesiyle ona yardım ettiği ileri sürülen veteriner doktor Serkan Durmaz ve Ç.B’nin bedenindeki cinsel taarruz izlerini temizlediği sav edilen jinekolog Dr. Hüseyin Şenyurt’un, Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması sürerken, ‘sperm örneği’ kanıtının soruşturma kademesinde hastanede kaybolduğu, Hasan Bilgili’nin de bu yüzden re-sen tahliye edildiği ortaya çıktı.

İDARİ İŞÇİ VE POLİS MEMURLARINA KABAHAT DUYURUSU

Ç.B.’nin Avukatı Aslı Arıhan, dava için çok kıymetli olan bu kanıtın kaybolmasında sorumlu olduğunu ileri sürdüğü hastane çalışanı ve misyonlu polis memurları hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na cürüm duyurusunda bulundu.

KANITLAR ÇÖPE ATILDI

Avukat Arıhan, suç duyurusu dilekçesinde, olay günü hastanede alınan birinci cinsel atak raporunda ve daha sonra alınan raporlarda sanığın müvekkiline cinsel hücumda bulunduğunu gösteren sperm hücreleri tespit edilmişken, en son alınan İsimli Tıp Kurumu raporunda, numunelerin hastaneden kuruma yanlış gönderilmesi nedeniyle meczupların karartılarak, hatanın örtbas edilmeye çalışıldığını sav etti ve sorumluluğu bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını talep etti.

HASTANE: ‘ADLİ’ İBARESİ BULUNMADIĞI İÇİN İMHA EDİLDİ

Bunun üzerine savcılık soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında Ankara Kent Hastanesi’ne yazı gönderilerek görüş istendi. Hastaneden savcılığa gönderilen cevapta, Ç.B’den alınan örneklerin isimli kaydının bulunmadığı, bu nedenle tutanak süreci yapılmadığı için de numuneyi bırakan vazifelinin isim kaydının olmadığı tabir edildi.

Cevapta ayrıyeten numunenin üzerinde ‘adli’ ibaresi bulunmasının bu süreçte belirleyici olduğunun altı çizilerek, “Kişiden alınan swaplar üzerinde ‘adli vaka’ ibaresi olmadığı için sonuç raporlandıktan sonra imha edilmiştir.” denildi.

“ADLİ OLAY OLDUĞU BİLGİSİ VERİLMEDİ”

Bunun üzerine laboratuvar raporunda ismi bulunan tabipler ile polise teslim tutanağında ismi olan özel firma çalışanının sözü alındı.

Hekimler ve özel firma çalışanı, olayda sorumlulukları ve kusurları olmadığını, ayrıyeten sistemde numunelerin ‘adli vaka’ olduğuna dair rastgele bir kayıt bulunmadığını ve olayın ‘adli vaka’ olduğunu bilmediklerini öne sürdü.

Ç.B’den alınan numune üzerinde sperm tahlili yapan tabip, “Sperm örneğini görünce bunu raporda belirttim. Bu olayda isimli hadise olup olmadığını bilmiyorum. Bize bu türlü bir bilgi verilmedi. Sistemde bu türlü bir kayıt görmedim. İsimli hadiselerde nasıl bir yol izleyeceğimiz bilinmiyordu. İsimli hadise olduğu bize bildirilmiş olsaydı elbette danışır ve alınması gereken önlemler varsa bunları alırdık.” sözlerini kullandı.

“ADLİ OLGU TİTİZLİK VE İTİNASI İLE UYUMSUZ”

Soruşturma kapsamında hazırlanan uzman raporunda da hastanede Ç.B’ye ilişkin örneklerin incelenmesi ve polise teslimi sırasında yaşanan yanlışlıklara dikkat çekildi. Raporda Ç.B’nin 5 Nisan 2019 tarihinde polis memuru eşliğinde Ankara Kent Hastanesi Acil Servisi’ne ‘cinsel saldırı’ şikayetiyle başvurduğu hatırlatılırken, “Rutin bekleme mühleti içerisinde iken olguya ilişkin örneklerin bir kısmının polis memuruna teslimi de gerçekleşmiş olmasına karşın, kalan örneklerin imha edilmiş olması, isimli olgu titizlik ve itinası ile uyumsuz bulunmuştur.” denildi.

LABORATUVAR VAZİFELİSİ ‘ASLİ’, TABİPLER ‘TALİ’ KUSURLU

Uzman raporunda, polise örnekleri eksik teslim eden laboratuvar görevlisi ‘asli’ kusurlu bulunurken, hastanede idari soruşturma yapılması gerektiği istikametinde görüş bildirildi.

Raporda, adli olgulara ilişkin örneklerin alınması ve laboratuvara gönderilmesinde, muayene eden doktorun sorumlu olduğuna, lakin laboratuvarda çalışan tabip ve çalışanın de isimli olguya yönelik sorumluluğu bulunduğuna dikkat çekildi.

“HUKUKİ SORUMLULUK ORTADAN KALKMAZ”

Ayrıyeten, “Örneklerde sperm aranması istenmesine karşın, sistemde isimli olgu kaydı bulunduğu halde ve polis memuruna örneklerin teslim edilmesi basamakları gerçekleşmiş olduğu halde, olgunun ‘adli olgu’ olduğunun anlaşılamamış olması ve ‘adli olgu’ bildirimi yapılmadığı biçiminde savunma yapılması türel sorumluluğu ortadan kaldırmaz.” tespiti yapıldı.

HASTANE YÖNETİMİ ‘TALİ’ KUSURLU

Raporda ayrıyeten, sperm tespit edilen swap örneklerin ismi bilinmeyen bir mikrobiyoloji kliniği çalışanı tarafından, ‘adli olgu’ olup olmadığı denetim edilmeksizin imha edildiği, imhayı gerçekleştiren işçinin de ‘tali’ kusurlu olduğu belirtildi.

Laboratuvardaki tertip bozuklukları sebebiyle hastane yönetiminin de ‘tali’ kusurlu olduğuna dikkat çekilerek, “Bu nedenle hastanede mevzuya ait olarak kapsamlı bir idari soruşturma yapılarak sorumluların belirlenmesi ve eksikliklerin giderilmesi konusunun çok değerli olduğunu değerlendirmekteyiz.” denildi. Savcılığın, sorumlular hakkında Sıhhat Bakanlığı’nın soruşturma müsaadesi vermesi halinde dava açması bekleniyor.

Ensonhaber